19 Mayıs 2012 Cumartesi

Kocaeli Kitap Fuarı.. Tekin Sönmez.. yetmiş beşinci doğum yılı.. kırkıncı yılında Yansıma yazarlarına vefa ve saygı...


Edebiyata ve Yansıma yazarlarına vefa ve saygı panellerinin üçüncüsünü Kocaeli Kitap Fuarı’nda gerçekleştirdik.
Bugün aramızda olmayan Ruşen Hakkı, Ender Kamil Boyacı ve Arkadaş Z. Özger gibi Yansıma Dergisi’nde yazanlar anıldılar.
Yine Yansıma Dergisi ile öykücülüğü kamuya sunulan Necati Mert bu panelde Ruşen Hakkı anılarına yer verdi. 

İlk ürünleri Yansıma'da olmamakla birlikte, kalemini Yansıma Dergisi'nde bileyleyen Mehmet Güler de o sırada oturumu izlemeye geldi ve sahneye buyur edldi.
 O da tıpkı Necati Mert gibi Ruşen Hakkı’nın hak ettiği yeri betimledi. Burada bir ayraç var.


Yansıma Dergisi yazarları olmayan Ruşen Hakkı gibi edebiyatçıları da anma içtenliği ile yola çıktı bu satırların yazarı. 

Bu bölgede yaşamını yerleşik kılmış, bu bölgede yaşamını yazınsal metinci olarak harcamış bir Ruşen Hakkı böylece Kocaeli Kitap Fuarı’na zorlu bir uğraşı sonrası konuk olabildi. Ne tuhaf değil mi? 
 O uğraşıyı yazsam sanırım üzüleceksiniz. Bu nedenle bu uğraşının arkaplanını başka bir yazıya bırakıyorum.
Fuar düzenleyicileri daha çok popüler olmuş yazarlarla ilgilenedursunlar, gazete kitap ekleri daha çok popüler olmuş yazarlara sayfalarını açsınlar ve onlarla ilgili söyleşi ya da imza günlerini okurlara duyursunlar, öte yanda gerçek yazarlar da kendi kozalarını örmeye duracaklardır. 


Bu açıdan olmazsa, olmaz olan nedir? Tanıtım olmadan olmaz.
Tanıtım açısından yapılması gerekenler, ilkin toplumun içinde ve tanıtım ilkeleri ne ise ona göre yol almak konusunda çalışmalar.. işte ilk adımda bu tür fuarlarda yer almaktır.
40 yıl önce Yansıma Dergisi yıllarında bugünkü teknoloji yoktu.
Bugün kitlelerle yakınlaşan kitap fuarları da yoktu.
Bu ikili, teknoloji ve kitap fuarları çağ değişimi ile birlikte yazarlar açısından da çok şeyi değiştirdi. Bir anlamda yeni iletişim ufku açıldı yazınsal metinler ve yaşayan yazarlar için. 

Bu çağın olanaklarına ulaşamayan yazarlarımız da işte böyle kitap fuarlarında anısal panellerle sunulmalı.
Yansıma Dergisi Genel yayın Yönetmeni ve yayımcısı olarak bu teknolojiye ulaştığım için ne denli sevinç duysam azdır. 

Yansıma Dergisi’ni güncellemek de bu projenin/tasarımın içinde, aramızda olmayan yazarlarımızı anılarıyla yaşatma olanaklarını bu tür etkinliklerde izleyiciye sunacağız. 


İlkin Bursa, ardından İzmir ve bugün Kocaeli Kitap Fuarı. 
Yarın (22 - 27 Mayıs) Diyarbakır Kitap Fuarı olacak. Orada da Bedrettin Cömert aramıza katılacak.

Sevgi, içtenlik... 

Tekin SonMez, 19 Mayıs 2012, İzmit / Kocaeli

18 Nisan 2012 Çarşamba

James Joyce’un sanatçının genç bir adam olarak portresinden sonra Burhan Günel'in öyküsü: II

James Joyce çok bilinen bir kitap adı ile ünlü bir yazar. ‘Sanatçı.. diyor. Ben bunu değiştirdim. Yazarın genç bir adam olarak portresi dedim.

1.
Burada, bu daha gerçekçi bana göre. Yazarın bir yazar olarak, bir sanatçı olarak da değil, ‘genç bir adam olarak portresi’ nasıl olur?

Yaşlanmış bir adamın portresinde olan ögeler var mıdır genç bir yazarın portresinde? Bu soru bize birkaç ayrı kulvar açar. Yaşlılık deneyim zenginliğidir.

İsveçliler ‘yaşam deneyimi’ derler buna. Gençlik ise güzeldir, diye ortaya atılan bir söz bilinir. Bu satırların yazarı gençlik içtenlik, istenç ve gelecektir eki düşer.

Gençlik kurulu düzenin karşısında olur. Oğul bu nedenle baba’ya, kız bu nedenle anne’ya karşı durur. Gençlik bu nedenle gelecek için aday olmaktır.

Gelecek için aday olmak, gençlik gereksiniyorsa ne olur?

İçtenlik, istenç ve güzel gelecek duyumu, bu üçü gençliktir.

Bu bir ütapyadır da. Saklı tarih ütopyasıdır. Bireyin saklı tarih ütopyası diyelim. Hangi bireyin? Genç bir adam olarak portresi olan bireyin.

Gençlikle çoğu kalan ve azı hedefe varan bir düştür içtenlik, istenç. Bir düştür çünkü, o hedefe varıldıktan sonra gelecek duyumu, bireyin saklı tarihinde kalmıştır.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 18 Nisan 2012, İzmir

5 Nisan 2012 Perşembe

James Joyce’un sanatçının genç bir adam olarak portresinden sonra Burhan Günel'in öyküsü: I

Burhan Günel 1947 doğumlu. Yansıma Dergisi’in 1972 Mayıs (5.) sayısında:‘İki kez çarpılmak’ başlıklı yazısını yayınlamışım. Yirmi beş yaşındadır o sırada.

Yansıma Dergisi’nin üçte iki oranında, şöyle ki, hemen hemen her üç sayısından ikisinde öyküleri, kısa yazıları ile en çok kamuya sunulan yazarlardan birisi de Burhan Günel’dir.

6. sayıda “ Çevrede yaşamak varken”, 12.sayıda “Konuk”, 22. Sayıda “anladım”, 24.sayıda “tozlu zamanlar” , 29.sayıda “gül rengi”, 38. sayıda “sevinç günleri”, 41.sayıda “altıparmak”, 45. Sayıda “dışarıda yağmur vardı” adlı 8 öyküsü ile Necati Mert’in öykü sayısından iki eksikle ikinci sırada kalmış ve toplam on beş yazı vermiş.

1980 basımlı bir ansiklopedide eray canberk şunlar söylemiş. ‘Kasabalarda ya da kentlerin kenar ve uzak mahallerinde yaşayan dar gelirli insanların acılı ve sıkıntılı yaçamlarını yalın bir dille anlatması yönünden Orhan Kema gerçekçliği çizgisindedir.”

Yansıma Dergisi'nde kırk yıl önce yayınlanan öyküleri çevresinde bu konu sürecek.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 5 Nisan 2012, Stockholm