18 Nisan 2012 Çarşamba

James Joyce’un sanatçının genç bir adam olarak portresinden sonra Burhan Günel'in öyküsü: II

James Joyce çok bilinen bir kitap adı ile ünlü bir yazar. ‘Sanatçı.. diyor. Ben bunu değiştirdim. Yazarın genç bir adam olarak portresi dedim.

1.
Burada, bu daha gerçekçi bana göre. Yazarın bir yazar olarak, bir sanatçı olarak da değil, ‘genç bir adam olarak portresi’ nasıl olur?

Yaşlanmış bir adamın portresinde olan ögeler var mıdır genç bir yazarın portresinde? Bu soru bize birkaç ayrı kulvar açar. Yaşlılık deneyim zenginliğidir.

İsveçliler ‘yaşam deneyimi’ derler buna. Gençlik ise güzeldir, diye ortaya atılan bir söz bilinir. Bu satırların yazarı gençlik içtenlik, istenç ve gelecektir eki düşer.

Gençlik kurulu düzenin karşısında olur. Oğul bu nedenle baba’ya, kız bu nedenle anne’ya karşı durur. Gençlik bu nedenle gelecek için aday olmaktır.

Gelecek için aday olmak, gençlik gereksiniyorsa ne olur?

İçtenlik, istenç ve güzel gelecek duyumu, bu üçü gençliktir.

Bu bir ütapyadır da. Saklı tarih ütopyasıdır. Bireyin saklı tarih ütopyası diyelim. Hangi bireyin? Genç bir adam olarak portresi olan bireyin.

Gençlikle çoğu kalan ve azı hedefe varan bir düştür içtenlik, istenç. Bir düştür çünkü, o hedefe varıldıktan sonra gelecek duyumu, bireyin saklı tarihinde kalmıştır.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 18 Nisan 2012, İzmir

5 Nisan 2012 Perşembe

James Joyce’un sanatçının genç bir adam olarak portresinden sonra Burhan Günel'in öyküsü: I

Burhan Günel 1947 doğumlu. Yansıma Dergisi’in 1972 Mayıs (5.) sayısında:‘İki kez çarpılmak’ başlıklı yazısını yayınlamışım. Yirmi beş yaşındadır o sırada.

Yansıma Dergisi’nin üçte iki oranında, şöyle ki, hemen hemen her üç sayısından ikisinde öyküleri, kısa yazıları ile en çok kamuya sunulan yazarlardan birisi de Burhan Günel’dir.

6. sayıda “ Çevrede yaşamak varken”, 12.sayıda “Konuk”, 22. Sayıda “anladım”, 24.sayıda “tozlu zamanlar” , 29.sayıda “gül rengi”, 38. sayıda “sevinç günleri”, 41.sayıda “altıparmak”, 45. Sayıda “dışarıda yağmur vardı” adlı 8 öyküsü ile Necati Mert’in öykü sayısından iki eksikle ikinci sırada kalmış ve toplam on beş yazı vermiş.

1980 basımlı bir ansiklopedide eray canberk şunlar söylemiş. ‘Kasabalarda ya da kentlerin kenar ve uzak mahallerinde yaşayan dar gelirli insanların acılı ve sıkıntılı yaçamlarını yalın bir dille anlatması yönünden Orhan Kema gerçekçliği çizgisindedir.”

Yansıma Dergisi'nde kırk yıl önce yayınlanan öyküleri çevresinde bu konu sürecek.

Sevgi, içtenlik...

Tekin SonMez, 5 Nisan 2012, Stockholm